Hafta sonları Yeşilyurt sahilinde Martı Uçurtma Kulübü üyeleri olarak uçurtma uçurmak üzere toplanıyoruz.
Hafta sonları biz sadece uçurtma uçurmaya değil, aynı keyfi paylaştığımız dostlarımızı görmeye geliyoruz. Hatta ben çoğu zaman uçurtma uçurmaktan çok uçurtma uçuranların keyfini seyretmeyi ve o uçurtmaların altında olmayı çok seviyorum.
Hafta sonları biz mutlu olmaya geliyoruz o sahile. Rüzgar kötü de olsa oradan mutsuz ayrılmıyoruz pek. Belki kopup giden bir uçurtma, kırılan çıta keyfimizi kaçırıyor sadece.
Bilmiyorum ama bana uçurtmayı severek uçuran biri, yaptığı eserini uçurduğunda sanki kalbini, ruhunu gökyüzüne yükseltmiş gibi geliyor. Onun mutluluğunu seyretmek çok tarifsiz. Siz gök oluyorsunuz, gök kalbiniz oluyor. Onun sevincini havada süzülürken görüyorsunuz. Uçurtma özgürlük diyorlar ya, pek doğru değil galiba. Aslında uçurtma iple bağlı bir esir. Bu bakış açısı ile ilgili. Ama bana sorarsanız sevinç bayrağıdır uçurtmalar.
Bu yazdıklarım inanın edebiyat ya da abartı değil. Hele yeni yapılmış bir uçurtmanın ilk açılışı, gökyüzüne salınışı var ya. Bir anının bile kaçırmak istemem. Ben hep fotoğraf çekiyorum. Herhalde mutluluğun resmini çekmeye çalışıyorum. Adibin duy beni. 🙂
Her uçurtmanın uçuruluşu bir sevinç, bir coşku, bir övünç, bir sergi, bir paylaşım, bir gurur, bir huzur, bir hülya taşıyor ve herkesin kendine göre bir mutlu olma hali var. İşte bunu bir kez gördünüz mü o uçurtmaların altından, uçurtanlardan bir daha ayrılamıyorsunuz. Uçurtmayla ilgili her şey pozitiftir. Aklınıza hep güzel şeyler gelir. Keyif, mutluluk, çocukluk ve dahası doldurur içinizi. Yanımıza yaklaşan herkes hemen çocukluğunda yaptığı uçurtmayı anlatıyor. Anlattığı uçurtma değil, o günkü mutluluğunu paylaşıyor sizle. İçindeki çocuk, sizin içinizdeki çocukla arkadaş olmak istiyor.
Bizzat kendi elleriyle, emek verip yaptığı uçurtmayı gökyüzüne salmanın keyfi çok büyük. Hazır alanların keyfi de bir başka, ama kendi yapanlar kadar olamaz asla. 2 ipli, 4 ipli uçuranlar ise gittikçe artan ve gelişen becerilerinin hazzı ve gururunu taşıyorlar.
Uçurtma aklınıza gelir de bir uçurtma uçurursanız, hele ki uçurtmayı kendiniz yaptıysanız uçururken neyi uçurduğunuza çok dikkat edin. O sadece havadaki bir nesne mi, yoksa mutluluğunuzun somutlaşmış bir parçası mı?
Bize katılırsanız bir de uçurtma uçuranların yüzlerini seyredin. Çocuk gibi uçurtma uçuran işsiz güçsüz, adamları mı göreceksiniz yoksa yaşama sevincini mi?
Uçurtmayı biz böyle yaşıyoruz işte. Siz de gelin, sevinç bayrağınızı göndere çekin.